Gelibolu Gezi Rehberi

Gelibolu Gezi Rehberi

Gelibolu Tarihi:
Gelibolu fetihten sonra bir sancak ve sancak merkezi olduğu gibi Rumeli'nin ilk Paşa sancağı da olmuştur. Daha sonra bir denizcilik idare merkezi olarak şöhret kazanmıştır. Osmanlı donanmasının başındaki kaptan-ı derya burayı merkez edinmiştir. II. Murat döneminde Gelibolu'da yapılan 26 eserden 7'si günümüze ulaşabilmiş, Fatih dönemi yapıların da çoğu yok olmuştur.

1915 yılında Gelibolu Yarımadası Çanakkale muharebelerinde bombalanmış ve yer yer tahribata uğramıştır. Bunun ardından şehir, 4 Ağustos 1920'de Yunanlılar tarafından işgal edildiyse de 3 Ekim 1922'de terk edilmiştir. Gelibolu, Cumhuriyet döneminin başlarında vilayet merkezi olmuş, (1923) bu durum 1926'ya kadar devam etmiş ve bu tarihte ilçe merkezine dönüştürülmüştür.

Gelibolu İsmi:
Yakın Tarihteki adı Gallipoli olup , güzel şehir anlamına gelmektedir. Bugünkü adı da bu kelimeden türemiştir. Osmanlı kaynaklarına göre, rüzgarın çok oluşundan Yelibol adını alan kent sonraları Gelibolu'ya dönüşmüştür. Muhammediye; nin yazarı Gelibolu'lu Yazıcızade Mehmet Efendi'ye göre , Gelibolu adının Gülübol' dan geldiği ileri sürülmektedir. Tarihi gerçek ise, kentin Gallipoli adını taşıdığı ve Gelibolu adının bu kelimeden geldiği şeklindedir.

Gelibolu Fiziki Konum:
Tekirdağ'dan uzanan Ganos Dağı'nın bir kolu Marmara kıyılarını izleyerek Mürefte üzerinden Çanakkale Boğazı boyunca Seddülbahir'e kadar uzanır. Diğer bir kolu da Kadıköy bucağının arkasından ve Bayramiç Köyü'nün sırtlarından Meriç yönüne doğru uzanır. Bir çok yerinde 200 - 400 metre yüksekliklerde değişen engebeler, Gelibolu Keşan arasında 725 metreyi bulur. Bu yükselti Korudağ adını alır ve ilçenin en yüksek yeridir.

Gelibolu Coğrafi Konum:
Kuzey'de dar (5 km) Bolayır kıstağı ile Trakya'ya bağlanır. Bir fay ile sınırlanmış yüksek ve düz batı kıyılarından doğuya, boğaza doğru alçalan, vadilerle yarılmış sırtlardan oluşan yüzey şekilleri jeolojik yapıya uymuştur. Gelibolu ilçesi, aynı isme sahip yarımadanın kuzey-doğu kıyısında, Çanakkale Boğazı'nın Marmara Denizi'ne açıldığı noktada yer alır.

Gelibolu İklimi:
Gelibolu Trakya ve Ege iklim bölgeleri arasındadır. Kuzey'de bulunan Korudağı, sert Trakya iklimininin etkilerini hafifletmektedir. Çanakkale Boğazı kıyısında bulunması münasebetiyle yılın dört ayı sürekli hava akımlarının etkisinde kalmaktadır. Bu nedenle ilkbahar mevsiminin süresi kısadır. Yağışlar, sonbaharda etkili olurken, ilkbaharda bir ölçü daha azdır. Kışın en belirgin özelliği kuzeyden gelen sert Poyraz rüzgârıdır. Yaz ve sonbahar aylarında bölgede Akdeniz iklimi hüküm sürer. Sonbaharlar genellikle ılıktır.

Gelibolu Nüfusu:
Gelibolu nüfusu köy ve beldeler ile birlikte 45 bin 853 kişi olmakla birlikte bu sayının 28 bin 989 kişisi gelibolu ilçe merkezinde ikamet etmektedir.

Gelibolu Şehir Haritası için lütfen tıklayınız.

Gelibolu'da Gezilecek Yerler Aşağıda Belirtilmiştir.

Namazgah ( Gelibolu Azaplar Namazgahı)
Gelibolu'da boğaz ve Marmara'ya karşı geniş bir alan olan Fener meydanında bir açık hava cami olan namazgah, 1407 yılında Hacı Paşaoğlu İskender Bey tarafından inşa edilmiştir. Sefere çıkan deniz tüfekçi erleri için yaptırılmıştır. Azaplar sefere çıkacakları zaman toplu halde burada namaz kılarlardıBu tür yapıların en görkemlisi, en güzeli olarak nitelendirilmektedir 12,50x10,00 metre ölçülerinde, üstü açık çevresi korkuluklu bir ana mekan biçimindedir. Biri külahlı, öbürü açık iki minberi, mermerden mihrabı vardır. Mihrabın yanlarında süslü pencereler bulunmaktadır. Yazıtlı kapısı, dilimli ve rumi süslemedir. Mihrap mermerden bir niş içindedir.

Namazgah Fotoğrafları için lütfen tıklayınız

Hallac-ı Mansur (Makamı)
Hamzakoy yolu ile fenere ayrılan yolun kavşağındadır. Türbenin içinde iki adet mezar vardır. Kim oldukları kesin olarakbilinmemektedir. Mezarlardan birisi kadına aittir. Evvelce bu türbenin duvarında hallaç yayı ile tokmağı asılı imiş. Önceleri bakımsız durumda olan türbe, 1971 yılında ve 2007 yılında onarılarak bugünkü duruma getirilmiştir Hallac-ı Mansur İslam dinindeki kendine özgü inanışları yüzünden Bağdat'ta öldürülmüştür. Türbesi Bağdat'tadır. Fakat değişik yerlerde Hallac-ı Mansur makamları bulunmaktadır. Gelibolu'daki türbe de yedi adet makamdan biridir.

Hallac-ı Mansur Fotoğrafları için lütfen tıklayınız.

BAYRAKLI BABA
Bayraklı Baba'nın Anıt Mezarı şehrin fener meydanına girişinde Hamza Bey koyuna bakan yamaçta yer almaktadır. Anıt, küçük bir bahçenin içinde bulunan mermer bir mezardan ibarettir. Mezarın üzeri ve çevresi irili ve ufaklı bir yığın asılı bayrakla donatılmıştır. Bayraklı baba bir adak yeri olarak bilinmektedir. Ev sahibi olmak isteyenler, evlenmek isteyenler, okulunu bitirmek isteyen öğrenciler yada akla gelebilecek her türlü dilekler için ilk akla gelen Bayraklı Baba olmaktadır. Halk dileği için adak olarak bayrak asar. Bayraklı Baba Türkiye'nin en fazla ziyaret edilen yerler arasındadır. Asıl adı Karaca Bey olan Bayraklı Baba, Osmanlı donanmasında bayraktarlık yapan yiğit bir denizcidir. Marmara Yassıada açıklarında, Bizans donanması ile yapılan savaşta elinde sancağı ile beraber 1410 tarihinde şehit düşmüştür. Donanmanın merkezi olan Gelibolu'da sahile yakın bir yere gömülmüş ve vasiyeti üzerine mezarı bayraklarla donatılmıştır. Karaca Bey'in Bayraklı Baba olarak anılmasına neden olan öykü ise şu şekilde de anlatılmaktadır: “Karaca Bey, arkadaşlarıyla beraber düşman tarafından sarılır, kimi şehit kimi tutsak olur. Karaca Bey elinde bayrağı ile düşmana direnir, şehit ve tutsak olması durumunda bayrak düşmanın eline geçeceğinden bayrağı düşmana teslim etmek istememektedir. O anda aklına bir fikir gelir. Bayrağı küçük parçalara böler ve yutar, sonrada düşmana saldırır, yaralanır ve yere düşer. Yaralı olarak bulunduğunda arkadaşları tarafından kendisine bayrağın nerede olduğu sorulur; düşmana teslim etmemek için yuttuğunu söyler. Komutanı bu sözlere inanmaz. Dürüst ve yiğit biri olan Karaca Bey bunu ispat etmek için keskin palası ile karnını yarar ve yuttuğu bayrak parçaları karnından dışarıya kanlarla beraber çıkar. Gerçeği ispatlaması ve mutluluğu içinde yere yığılır. Son sözü “Benim mezarımdan hiçbir zaman bayrak eksik etmeyin” olur. İşte o günden beri türbesinde bayrak eksik olmaz.

Bayraklı Baba Fotoğrafları için lütfen tıklayınız.

Gelibolu Kalesi( Tarihi Liman)
Kale, hükümet konağının çevresindedir. Antik dönemde kurulduğu bilinen kaleyi Bizans İmparatoru I. Justinianus onartmıştır. Evliya Çelebi'nin anlattığına göre, kale dik ve kesik kayalara kurulu 6 köşeli bir kaleydi. 70 kulesi bulunuyordu. Kale içinde XVII. yüzyılın ortalarında 300 tek katlı ev, kethüda, topçu başı ve cebeci başının konakları, su sarnıçları, cami ve hünkar hazinesi vardı. Kaleden geriye sadece bir burcu kalmıştır. Liman ise iki bölümden oluşmakta olup, denizle olan bağlantısını dar bir geçiş ayırmaktadır. Yol olarak kullanılan köprü limanı ikiye ayırmaktadır. Köprünün altından geçen küçük tekneler genellikle iç taraftaki havuzda bağlanmaktadır. Kule ise içteki havuzun yanında yükselmektedir.Piri Reis Müzesi Olarak Halkımızın ziyaretine açıktır.

Gelibolu Kalesi Fotoğrafları için lütfen Tıklayınız.

Gelibolu Mevlevihanesi
Dünya' nın en büyük Mevlevihane' sidir.Bu bakımdan hem en geniş araziye,hem de en büyük ve haşmetli Semahaneye sahip olanıdır.Plan bakımından Galata Mevlevihane' si ne benzemektedir. Mevlevihane'ninbanisive ilk postnişini, yeniçeri ağalarından Kara Hasan Ağa' nın oğlu Ağazade Mehmed Hakiki dededir.Zamanın Kaptan- ı deryası Ohrali Hüseyin Paşa Akdeniz seferinden dönerken Gelibolu Mevlevi hanesi' ne uğrayıpŞeyh Ağazade Mehmed Dedeyle görüşüp ve ondan yakında sadaret Mührünün kendisine verileceğihaberini almıştır.Hüseyin Paşa veziriazam olduktan sonra Beşiktaş Mevlevihanesini yaptırıp,Mehmet deden ilk Postnişin olmasını istemiş, böylece her iki Mevlevihane' nin meşihatini birlikte yürütmeye başlayan Mehmet Dede, küçük bir yelkenli ile Gelibolu-İstanbul arasında gidip gelerek görevini yerine getirmiştir. Zamanında bir mescid, zengin kütüphane, altmış odalı harem dairesi, geniş bir yemekhaneye, bir han ve okula sahip olan Mevlevihane külliyesi düz bir mevkide yaklaşık 33,000 m2 bir alana sahip olup ihata duvarı ile çevriliydi. Batıdaki sokaktan yuvarlak kemerli, sütunları korint başlıklı mermer taç kapı ile 1000 m2 lik avluya giriliyordu.Avlu' nun kuzeyinde kiremit örtülü kesme taştan yapılmış Semahane- türbe binası ve onun güneyin de hamüşan yer almaktaydı. Hamüşanın doğusundaki diğer taç kapıdan minareli mescid,derviş hücreleri selamlık ve harem dairesi ile güneye inen kiremit örtülü diğer bina topluluğuna geçiliyordu. Semehane ve türbe binasının süslemeleri 2. Mahmut Dönemi sonu Abdülmecid dönemi, başında devam eden taşra Türk Empire üslubunun tipik örneklerindendir.12 metre yüksekliğindeki cepheler yatay bir silme ile ikiye bölünmüş,üst yarısı yüksek altlıklı ve korint başlıklı sütunçeler, alt yarısı da plastrlarla düşey bölümlere ayrılmıştır.Her bölümde altlı üstlü iki sıra halinde düz silmeli ve üçgen alınlıklı büyük dikdörtgen pencereler yer almaktadır.Üst pencereler, diş kesimli sacak kornişinin altında bulunan üç bölümlü ve yuvarlak dilimli birer kemer olarak düzenlenen yüzeylerin ortasına yerleştirilmiştir. Bu düzen binan dört çevresinde devam etmekte , sadece kapılar ve merdivenlerle kesilmektedir. Külliyenin o zamanlar küfeki taşından minareli, kiremit örtülü ve bakır alemli, iki katlı bir semahanesi nin bulunduğu sema meydanı döşemesi ile mahfel,merdiven ve kürsünün ahşaptan yapıldığı,üst katın giriş kapısının saçaklı ve duvarların nakışlı olduğu, semahanenin bir yanında kadın mahfeli, divan hane, ocaklı köşk, diğer yanda cephesi abdest musluklu, altı derviş hücresi ile şeyhe mahsus sofalı iki oda kütüphane ve divanhanenin yer aldığı bilinmektedir.

1, Dünya Savaşı sırasında buranın son şeyhi, Burhaneddin Dede, yediderviş ile birlikte 4. ordu emrindeki Mevlevi alayı na katılıp 3 yıl Şam da kalmıştır.Bundan sonra Gelibolu Düşman işgali altında kaldığı için Mevlevihane' nin tarihçesi karanlıktır.

Bu dönemde cephanelik olarak kullanılan Semahane Binası uzun yıllar bakımsız ve ilgisiz bırakılmış, yılların ve zamanın acımasızlığına uğramıştır.

Bir Baş Yapıt olan bu yapının restorasyonu tamamlanmış ziyarete ve sema törenlerine ev sahipliği yapmaya başlamıştır.Görülmeye değer bir kültür mirası olarak Gelibolu' da ayrıcalıklı yerini korumaktadır.

Gelibolu Mevlevihanesi Fotoğrafları için lütfen tıklayınız.

Çanakkale Otelleri Gelibolu Otelleri Truva Otelleri

@anzachotels
Avantajlarımızdan faydalanmak için bizi takip edin