Bozcaada Gezi Rehberi

Bozcaada Gezi Rehberi

"Tanrı, insanlar uzun ömürlü olsun diye Bozcaada'yı yaratmış"
Heredot

TARİH
Antik çağda Leukophrys, Yunan Mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaada, stratejik konumundan dolayı çağlar boyunca birçok kez istilaya uğramış ve el değiştirmiş. Adadaki nekrapol sahasında yapılan kazılardan anlaşıldığı üzere adanın tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor. Adanın bilinen ilk sakinleri Pelasg'lar. Daha sonra sırasıyla Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlılar adaya hakim olmuş. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesinden sonra Bozcaada, Türkler için önem kazanmış ve 1455'te Osmanlı topraklarına katılmış. Bu tarihten itibaren Osmanlılar ve Venedikliler arasında Bozcaada için mücadeleler olmuş ve adanın hakimiyeti zaman zaman Venediklilere geçmiş. Osmanlı yönetiminde geçen uzun bir dönemden sonra, Balkan Savaşları sırasında 1912'de Yunanistan tarafından işgal edilen ada, 1923 Lozan Anlaşmasıyla Gökçeada ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlanmış.

MİTOLOJİ
Antik çağda Leukophrys, Yunan mitolojisinde ise Tenedos adıyla bilinen Bozcaada'nın mitolojide ilk geçtiği yer Tenedos ismini alması sırasındadır.Homeros'un İ.Ö 9.yy'da yazdığı sanılan Troya savaşlarını anlatan ünlü destanı İlyada'da, Tenedos isminin bir kaç kez geçtiğini görüyoruz. Troya, Bozcaada'nın hemen karşısında kurulu Hisarlık tepesinde kurulu zengin bir kenttir. Savaş Yunan yarımadasından gelen Akhalar ile Anadolu'da yaşayan Troyalılar arasında geçer. Krallar kralı Agememnon'un yönetimindeki Akha donanması yiyecek ve içecek sağlamak için Tenedos'ta karaya çıkarlar. Akhalar'ın yaptığı tahta at Troya surlarının önünde içeri sokulmayı beklerken, Akha donanması Tenedos'un güneyinde bir koyda saklanıp beklerler. Savaş bu hileyle kazanılır.

COĞRAFYA
Bozcaada'nın yüzölçümü etrafındaki adacıklarla beraber 37.6 km2, çevresi 38 km'dir.
Bozcaada, iç kısımlarındaki ufak yükseltilerin dışında büyük düzlüklerden oluşuyor. En yüksek noktası 192 mt. ile Göztepe'dir. Adanın doğal bitki örtüsü maki ve ufak çalılıklardır. Adanın boz görünmesinin sebebi rüzgara açık kısımlarında ağaç yetişmemesidir. Ama kuytu kısımlarda yer yer çamlıklara rastlanır. Yüzölçümünün 1/3'ünü bağlar oluşturur.

Adada 12 koy ve 12 burun bulunuyor. Adanın etrafında irili ufaklı 17 adacık bulunuyor.
Kışın akan ufak derelerin dışında başka akarsuyu bulunmuyor.

İKLİM
Bozcaada'nın bulunduğu coğrafyadan farklı, kendine özgü bir iklim yapısı bulunuyor. Akdeniz ikliminin etkisi altında olmakla birlikte boğazın tam çıkışında yer alması nedeniyle kuzey rüzgarlarını bolca alıyor. Bu durum nem oranının düşük olmasına ve böylece iyi üzüm yetişmesine olanak sağlıyor.

Adadayken rüzgarla yaşamayı öğreniyorsunuz. Rüzgarın poyraz mı yoksa lodos mu estiği bilmeniz gereken bir bilgi haline geliyor. Çünkü bir adadaysanız denize girilecek yeri rüzgarın yönü belirliyor. Kuzeyden esiyorsa güneye, güneyden esiyorsa kuzeye yönelmek gerekiyor en basit şekliyle...Rüzgarı en çok ada dışındakilerin sıcaktan yandığını duyduğunuz yaz günleri seveceksiniz. Çünkü siz onun serinletici etkisi sayesinde bunalmadan tatil yapıyor olacaksınız. Rüzgarın bir nimet olduğunu sörf ve yelken yapanlar bilir en iyi. Bozcaada, bu nimeti onlara bol bol sunacak olan adadır aynı zamanda...

NÜFUS
500 yıldır Türkler ve Rumların bir arada yaşadıkları Bozcaada'da, nüfus dengesi zaman içinde değişiklikler göstermiştir. 1831'de yapılan ilk nüfus sayımına göre 439 Türk, 793 Rum sayılmış. 60'lı yıllara kadar Rum nüfusu yoğunluğunu sürdürmüş. Bu yıllardan sonra çeşitli nedenlerle başlayan göçler sonucunda Rum nüfusu günümüzde 22 kişiye kadar düşmüş. Yazın adadaki evlerini ziyarete gelen yurtdışındaki Rumlarla bu sayı biraz daha artıyor. 2007 nüfus sayımına göre adanın resmi nüfusu 2276. Yazın gelen ziyaretçilerle ada nüfusu 10.000'e kadar çıkabiliyor. Son yıllarda büyükşehirlerden göç ederek adaya yerleşenlerin sayısında da artış görünüyor.

Bozcaada Şehir Haritası

Bozcaada'da Görülmesi Gereken Yerler:
Bozcaada Kalesi:
Feribotla adaya yaklaşırken ilk dikkatinizi çekecek adanın heybetli kalesi olacak. Küçük bir kasaba havasındaki merkezin bu kadar büyük bir kalesinin olması sizi şaşırtmasın. Bozcaada Kalesi'nin ihtişamı adanın zengin geçmişini yansıtıyor aslında.Boğazın hemen çıkışında olması ve anakaraya yakınlığı sebebiyle yüzyıllar boyunca istilaya açık bir yer olmuş ada. Üzerinde yaşayan medeniyetler ancak bu denli büyük bir kaleyle güvende hissetmişler kendilerini. Şimdi var olma amacını kendi bile unutmuş, meraklı ziyaretçilerini bekliyor kale. Surlarında korsan gemilerini gözetleyen nöbetçilerden beri çok şey değişmiş. Ama yüzyıllardır başında esen poyrazı, tepesinde dolaşan kargaları, dimdik gururlu duruşu değişmemiş...Türkiye'nin en iyi korunmuş kalelerinden biri olan Bozcaada Kalesi'nin ilk olarak ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor. Fenikeliler, Cenevizler ve Venedikliler tarafından kullanılan kale, bugünkü görünümünü Fatih Sultan Mehmet döneminde var olan kalıntılar üzerine tekrar inşa edilmesiyle almış(1455). Venedik- Osmanlı arasında süren mücadeleler sırasında uğradığı tahribatlar sonrası, Köprülü Mehmed Paşa döneminde büyük bir onarımdan geçmiş (1657). 2. Mahmut zamanında ise neredeyse yeniden inşa edilerek bugüne kadar bu görünümü korunmuş(1815). Adanın kuzeydoğu ucuna, kayalıklar üzerine inşa edilmiş kalenin etrafı zamanında suyla dolu olan bir hendekle çevrili. Bir zamanlar asmalı bir kapıyla girilirken şimdi sabit bir köprü üzerinden giriliyor kaleye. Yine bir zamanlar içerisinde Türk ahalinin yaşadığı iki caminin olduğu kale içi, şimdi neredeyse bomboş. Sadece festival zamanlarında verilen konserlerle hareketleniyor. İç kale bölümünde ada etrafından çıkarılan amforaların sergilendiği bir oda bulunuyor. Ayrıca kalenin bahçesinde adadan çıkarılan çok sayıda eski mezar taşı ve tarihi eser sergileniyor.
Kale 10.00 - 20.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.

Ayazma Manastırı:
Yunanca "hagiasme" kelimesinden gelen Ayazma, kutsal su anlamına geliyor. Türkiye'nin birçok bölgesinde doğal su kaynaklarının olduğu yerlere bu isim veriliyor. Bozcaada'nın ayazması adanın güney kısmında yer alıyor. Burada çift oluklu tarihi bir çeşme, 8 yaşlı çınar ağacı, küçük bir manastır ve 2 tane tek katlı yapı bulunuyor. Koca çınar ağaçlarının oluşturduğu gölgelik alanı ve sürekli akan çeşmesi ile piknik yapanların tercih ettiği yerlerden biri Ayazma. Özellikle gün batımında denize bakan manzarasına karşı bir ağaca yaslanarak oturmanın keyfine doyulmuyor. Buradaki çeşmeden bir kez su içenin artık adalı olacağına dair bir efsane de anlatılıyor. Ayazma'nın büyülü ortamı düğün gibi özel kutlamalar için tercih edilmesini sağlıyor. Bir restoran sahibinin işletmesinde olan bahçesinde, sadece özel günlerde masalar kurulup yemek servisi veriliyor. Ayazma'daki Rum Ortodoks cemaate ait manastır, Rum azize Aya Paraskevi adına yapılmış ve onun adını taşıyor. Sadece İstanbul'da bu azize adına kurulmuş 5 kilise bulunuyor. 1734 yılında Manolaki Manolidis tarafından yapılan manastır, sadece özel günlerde ibadete açılıyor. 26 Temmuz'da kutlanan Rumların Aya Paraskevi günü manastırın ibadete açıldığı günlerden biri. Kalabalık bir grubun Ayazma'da toplanıp eğlendiği bu güne halk arasında Ayazma Panayırı deniyor.Manastırın alt kısmında bir dilek mağarası bulunuyor. Ziyaretçiler burada mum yakıp adak adıyorlar, taştan ve çalı çırpıdan dileklerini sembolize edecek şekiller yapıyorlar. Mağaranın içindeki üst üste dizilmiş taşlar, hayallerdeki ev ve arabaları anlatıyor aslında. Bu arada manastır deyince aklınıza din görevlilerinin inzivaya çekilerek yaşadığı büyük yapılar gelmesin. Rumlar yerleşim yerlerinin uzağında kurdukları ufak kiliselere manastır diyorlar. Söylendiğine göre Bozcaada'da zamanında 36 manastır varmış. Günümüzde bunlardan sadece 2 tanesi ayakta, diğerleri yıkık durumda.

Bozcaada Müzesi:
Bozcaada Müzesi, ziyaret ettiği yeri yakından tanımak isteyenler için eşi bulunmaz bir fırsat. Ada günlerinizi daha anlamlı kılmak istiyorsanız adaya gelir gelmez yapmanız gereken ilk şey bu müzeyi ziyaret etmek! Bozcaada Müzesi alıştığımız soğuk görünümlü müzelerden değil. Eserlerin zevkli sunumu ve ilgi çekici açıklamaları ile gezmesi keyifli bir müze. Üstelik bir kere gezdikten sonra unutulacak bir yer de değil! Çünkü müze koleksiyonu yerinde durmuyor ve her geçen gün genişliyor. Adanın geçmişini ortaya koyan müze, tamamen bireysel girişimlerle kurulmuş. M.Hakan Gürüney'in araştırmacı kişiliği ve Bozcaada'ya olan sevgisi bir araya gelince ortaya alışılmışın dışında bir müze çıkmış. Gürüney, bu küçük adanın son derece ilginç ve zengin bir tarihi olduğunu öğrendiğinden beri adayla ilgili kültür varlıklarını toplamaya adamış kendini. Kendi deyimiyle Bozcaada'nın belleğini oluşturuyor bu müzede. Müze mağazasından kitap, katalog, kartpostal, antik dönem replika Tenedos sikkelerinden yapılmış kolye, küpe, yüzük, seramik kupalar gibi adayla ilgili hatıralık eşyalar alabilirsiniz. Bozcaada Müzesi, Rum mahallesinde yer alan tarihi binasında, 23 Nisan-30 Ekim tarihleri, 10.00-20.00 saatleri arasında hergün gezilebilir. Giriş ücretli olup; yetişkinler için 5 TL, öğretmen ve öğrenciler için 3 TL.dir.

Meryem Ana Kilisesi
Bozcaada'daki Rum Ortodoks cemaate ait, ibadete açık olan tek kilisedir. Rum Mahallesinin tam ortasına konumlanmıştır. Giriş kapısında 1869 tarihi okunan kilisenin, ilk yapılış tarihinin Venedikliler zamanına kadar uzandığı düşünülüyor. Avlusundaki 4 katlı çan ve saat kulesi zamanın aşındırmasıyla yer yer yarılıp parça düşürmeye başladığından, 1980'lerde kısmen sökülmüş ve kule metal kafes içine alınmıştır. Yüksekliği 23.8 mt. olan kilisenin kulesini restore çalışmalarına 2006 yılında başlanmış ve 2007 yılında tamamlanmıştır. Bu çan kulesiyle ada merkezi eski silüetine kavuşmuştur. Kilisenin içini görmek için tek fırsatınız Pazar sabahları 8'de yapılan ayindir. Onun dışında ziyarete kapalıdır.

Bozcaada Yeni Kale
Görünüşü Bozcaada Kalesi'nden daha yeni olmamasına rağmen ondan çok sonra yapıldığı için bu ismi taşımaktadır. Ada merkezinin hemen arkasındaki tepede harabe halinde durmaktadır. Bozcaada Kalesi'nde bulunan kitabesinden yapım tarihinin 1827 olduğu anlaşılmaktadır. Bu tepeye merkezdeki taş ocağının bulunduğu mevkiiden yürüyerek tırmanabilirsiniz. Kalıntıların etrafına yayılmış ufak kiremit parçalarının üzerinde yürüdükçe tarihi havasını daha çok hissedeceksiniz. Tüm ada merkezini görebileceğiniz manzarasını çekmek için yanınıza fotoğraf makinanızı almayı unutmayın!

Köprülü Mehmet Paşa Camii
Venedikliler döneminde yıkıldığı tahmin edilen bir cami daha sonra sadrazam Köprülü Mehmet Paşa tarafından 1655'de tamir edilmiş ve onun adını almıştır. Günümüzde, halk arasında Yalı Camii olarak anılıyor. Caminin kitabesi yoktur. Zaman içinde geçirdiği tamirler ile şimdiki şeklini almıştır. Kırma çatılı, kareye yakın planlıdır. Kapı, pencere kenarları, saçak altı kırmızı kesme taştan yapılmış, diğer yerler sıvalıdır. İbadete açıktır.

Bozcaada Alaybey Camii
Çocuk parkı karşısında, kırmızı kesme taştan yapılmış olan camidir. İnşa tarihi kesin bilinmemekle birlikte, 1700 yıllarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Caminin avlusunda ufak bir mezarlık bulunmaktadır. Burada 14 tane mezar vardır. Bunlardan biri Osmanlı'da sadrazamlık yapmış olan Halil Hamit Paşa'ya aittir. İbadete açıktır.

Alaybey Hamamı
17. veya 18. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir. 1960'lara kadar çalışan bu hamam 40 yıldır kullanılmamaktadır.

Bozcaada Köprülü Hamamı
Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa tarafından yapılan Köprülü Mehmet Paşa Camii'nin ( Yalı Camii ) yakınında "çifte hamam" tarzında yaptırılmış olup, yaklaşık 70 yıldır çalışmamakta ve uzun zamandır şarap mahzeni olarak kullanılmaktadır.

Bozcaada Namazgah
Türk Mahallesinde bir zamanlar toplu namazların kılındığı şimdi ise park olarak kullanılan alandır. Yapılış tarihi bilinmeyen açık namazgahın kıble taşı kayıptır. Yakın zamanlara kadar, yaza rastlayan bayram namazları burada kılınırmış.

Namazgah Çeşmesi
Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa'nın Bozcaada'da yaptırdığı çeşmelerin en önemlisidir. Kesme tüf ve moloz taşla örülmüş kare planda, sarnıçlı bir çeşmedir. Kitabesinde 1703 tarihi görülmektedir.

Yel Değirmenleri
Eski fotoğraflarda ve gravürlerde adanın karşılıklı tepelerinde birçok yel değirmeni görülmektedir. Ama şimdi sadece iki tanesinin kalıntıları durmaktadır. Bir tanesi Yeni Kale tepesindeki kale kalıntısının hemen aşağısında , diğeri ise jandarmanın bulunduğu tepededir.

Aburga Ahmet Dede Türbesi
Feribotla limana yaklaşırken sol tarafta fark edeceğiniz türbenin içinde 10 mezarlık bulunuyor. Rivayete göre denizci olan Aburga Dede'nin türbesinde denizciler dua eder, adak adarlarmış. Türbe hala ada halkı tarafından kullanılıyor. Bozcaada'da bulunan Osmanlı'dan kalma en eski mezar(1714) burada yer alıyor.

@anzachotels
Avantajlarımızdan faydalanmak için bizi takip edin